27 Eylül 2014 Cumartesi

Babam, Canım Babammm

Canımın içi 14 aylık oldun. Artık her şeyin farkındasın ve bilerek isteyerek yapıyorsun. Sevdiklerin, sevmediklerin, istediklerin, istemediklerin, tercihlerin var. Sevdiğin insanları çok seviyorsun ve onlarla vakit geçirmek için çaba harcıyorsun :) 


 Bir kaç ay öncesine kadar babanı görünce seviniyordun ama tam olarak algılayamıyordun. Artık babanı baba olarak biliyorsun. "Baban nerede " dediğimizde bakıyorsun, gösteriyorsun, kucaklıyorsun ya da koşarak babana gidiyorsun.


 İşin benim için kötü ve zor olan kısmı babanın arkasından ağlıyorsun, babanı görür görmez kucağına gitmek istiyorsun, babanın işi varsa dikkat çekmek için bütün şebeklikleri yapıyorsun, oyun oynamak için uğraşıyorsun. Hepsi güzel ama babanın arkasından ağlaman içimi acıtıyor. Neyse ki anlattığımı anladığın için kısa sürede susuyorsun. Kendi dilinde konuşmaya başlıyorsun :)


 Babanda seninle oynarken, çocukla çocuk oluyor tabirine uygun oynadığı için gayet mutlu zaman geçiriyorsunuz.

 Ama son zamanlarda babana olan düşkünlüğün arttı. Gün içerisinde babanın iş yerine gidiyoruz. Çok seviniyorsun. Yediğin ne olursa olsun babana da veriyorsun. Bazen babanı taklit ettiğini düşünüyorum. Tam olarak meydana çıkmadı ama zamanla herkesin göreceğini biliyorum.

25 Eylül 2014 Perşembe

Bir Alışveriş Macerası

Kipa'ya alışverişe gittik geçen gün. Şu alışveriş arabalarına binmeye bayılıyorsun. Akülü arabadan olsa gerek :)

Alışverişimiz bittikten sonra arabaya doğru giderken bu minik ve sevimli kediyle karşılaştık.


Senin arabana atladı hemen. Sen zaten kedileri çok seviyorsun. Gayet mutlu mesut bir alışveriş sonu ve bu sonun çok güzel kareleri oldu :) 




20 Eylül 2014 Cumartesi

At Sevdası

Hayvan sevgini burada yazarak anlatamam sanıyorum ki! Dış görünüş olarak ne kadar babana benzemiş olsan da bu huyun bana benziyor :) Gerçek ya da oyuncak hiç fark etmiyor. Tüm hayvanlara karşı aşırı sempatin var. Dedenin köpeği Dayı için orada kaldığımız tam 1 ay boyunca delirdin resmen. Bu arada Dayı'ya Dıyaaa diyorsun :) 



Hala sabahları kalktığımızda o güzel gözlerini kocaman açıp, dudaklarını öne çıkararak "Dıyaaa" diye bağırıyorsun. Ama maalesef  Dıya burada yok.
Dedenin bahçesine her gittiğimizde tavukların yanına "tık tık tık" diyerek gidiyorsun. Sanki tavukları kucaklayacaksın. Tel örgülerin oraya gelince biraz korkarak biraz cesaretlenerek elini tavuklara uzatıyorsun :)



Gel gelelim at sevdan başka. Evdeki oyuncak atına biniyorsun. Dıgıdık dıgıdık sesleriyle gayet ciddi bir modda yada aşırı gülerek uzun süre atın üstünde oturuyorsun. Biraz daha büyüdüğünde seni binicilik kursuna göndereceğim mutlaka minik kurbağam :)



18 Eylül 2014 Perşembe

Adım Çöreği Yapmazsak Olmaz :)

Yürümeye başladığın için bir Trakya geleneği olan Adım Çöreğini yaptık minik kurbağam.Anneannen ve Reyhan Teyzen çöreklerini yaptı. Çöreğin içindeki para dedene çıktı :) Hediyeyi deden alacak. (adım çöreği hikayesini detaylı öğrenmek isteyenler içimdengeldi bloguma  bakabilir.) Artık hızla büyüyorsun. Takip etmekte zorlanıyorum :)














15 Eylül 2014 Pazartesi

Doğum Günün Kutlu Olsun Bitanem

5 Ağustos 2013, saat 22:53' te dünyaya gözlerini açtın ve bir iki dakika sonra Dr. Cengizhan Kolata seni kucağıma verdi. İşte o an bebeğim dünya durdu, güneş söndü, ay battı, yıldızlar kaçtı. Çünkü sen geldin dünyam aydınlandı. Diğerleri görevini tamamlamış oldu.

Annelik gibi güzel bir duyguyu yaşamaya başladım. Yeryüzünde cenneti yaşamayı rabbim nasip etti bana da. Üstelik seninle :)

Bu senin ilk doğum günün. Biraz gecikmeli oldu bitanem. Ama ben hastalandım, senin başın yaralandı derken, isteğimi gerçekleştirmem biraz uzadı.

İlk doğum gününü evi süsleyip insanları çağırıp yapmak istemedim. Çünkü sen bir şey anlamayacaksın. Biraz daha büyüdüğünde seninde eğlenebileceğin bir doğum günü yapacağım. Daha doğrusu yapmaya başlayacağım. 


Ben de aklımda olanı, kendi egomu tatmin etmek adına ve sana da hatıra olsun diye yaptım. 


Sana bir pasta yaptım. Elimizde ki malzemelerle ortamı renklendirmeye çalıştık. (Anneannen, deden, Reyhan Teyzen ve Fulya Ablan ile)

Ve her şeyi oluruna bıraktım. Sen pastayla baş başa kaldın. Bende makine elimde senin fotoğraflarını çekmeye başladım :) 

En zevkli fotoğraf çekimimdi :) Pınarhisar'da istediğimiz malzemeleri bulabilseydik daha da güzel olacaktı. Neyse ki balon bulabildik :)

Pastaya yazık oldu ama sokaktaki hayvanlar bayram etti. Sayende pasta yediler :)

Hayatın hep böyle eğlenceli, neşeli, sağlıklı, huzurlu, sevimli,........... ve zevkli geçsin minik kurbağam :)


Çok şükür ki senin annenim... mucksss

13 Eylül 2014 Cumartesi

Adım çöreğini yapmadan duvara tosladın :)

Bundan tam 18 gün önce yürümeye başladın. (26.08.2014) Sıralamayı ve el tutmayı bırakıp, kendin yürümeye başladın. Tabi ki bu durum senin çok hoşuna gitti. Özgürlüğünü eline almanın tadına vardın. Bütün gün Reyhan Teyzen'de gezdin gezdin ve de gezdin. Uykun geldi ama beni bile dinlemedin. Sarhoş gibi yürümeye başladın. Tabi ki hep arkandayız ama kaza işte.Başını duvara vurdun ve alnında küçük bir yarık oluştuk. Bantının büyük olduğuna bakma. Doktorun taktığı küçük bantı tutmadığın için üzerine büyük takmak zorunda kaldık :)
 Gel zaman git zaman 18 gün geçti. Ve resimde görüldüğü üzere küçüçük bir çizik kaldı alnında. Ama daha iyileşme aşamasında. İz kalsa da ilk adımlarının hatırası olur.  
Yürümeye başladığın gün anneannen "Adım çöreği yapalım, adet" dedi. Ben pek sevmem böyle şeyleri. Ama sen düşünce bitanem hiç düşünmeden "Tamam" dedim. Çaresizlik :))))

Not: Başını duvara vurdun ama çok ağlamadın. Çünkü hala yürüme derdindeydin :)

2 Eylül 2014 Salı

İlk Tatilin

Senin için çok heyecanlıydım tatil öncesi. Senin ilk tatilin, suyu çok seviyorsun ama denize alışabilecek misin acaba?
Datça'da Zuhal Teyzen ve Ahmet Amca'nın yanında başladık tatile. Onları zaten çok seviyorsun. O yüzden Datça tatilimiz senin açından çok eğlenceli geçti. Son anda el atmasaydım şımarıklığı ele alıyordun ama.  
Senin sosyal bir çocuk olduğu biliyorum zaten ama bu tatilde onayladım resmen bitanem. Çocuklarla hemen iletişim kuruyorsun. Konuşamıyorsun daha ama kendi dilinde bir şeyler anlatarak anlaşabiliyorsun. 
Hayvanlarla aran doğduğundan beri çok iyi. İyi olması için elimden geleni yapıyorum. Onları sev ve zarar verme diye çabalıyorum. Tatilin sana faydalarından biri de hayvanlarla aranın daha da iyi olması oldu. Nerede bir kedi ve köpek görsek senin yanına geliyor, gelmiyorsa da sen gidiyorsun.
Denize ilk girişinde gayet mutlu, el ayak suya vurarak ve meraklı bakışlarla girdin. Ve giriş o giriş oldu. Denize alıştın. Çıkması daha doğrusu çıkarması zor oldu hep. Çevremdeki çocuklara baktım, karşılaştırma amaçlı değil, hepsi sudan kaçıyor :) Biz seni sudan çıkaramıyoruz. Buruşuyorsun artık :)

Sürekli birlikte yatmak zorunda kaldığımız için zaten düşkün olduğun annene daha da düşkün oldun :) Bu arada tatilden döneli 20 gün oldu. Ama ben daha yeni yazma fırsatı buluyorum. Yazacak o kadar şey birikti ki aslında.Öncelikle tatil dönüşü ben çok rahatsızlandım. Pınarhisar'a geldik. Çünkü hem ben hastayım hem sen sürekli peşimdesin, bir ara böyle gitmez dedim. Pınarhisar'a gelince de dedenin kardeşini yani benim amcamı kaybettik. Yazmaya fırsat bulamadım yani. 
Ne diyordum, evet tatil dönüşü bana çok düşkün oldun. Pınarhisar'da bunu az da olsa yeneriz diyordum ama pek başarılı olamadık. 
Uyuma şeklin bozuldu. Şöyle ki, normalde ben seni yatırıyorum ve kendin uyuyordun. Şimdi birlikte uyumaya alıştığın için gündüz de olsa illaki beni yanına istiyorsun. Yanına yatıyorum ve öyle uyuyorsun. Düzelecek biliyorum ama şuan çözüm bulamıyorum. Benimde bünyem ço yorgun çünkü. Bolu'ya dönünce düzene girecek hepsi :)
İlk 3 gün simidinle suda çırpındın. Ama sonrasında simide binmek istemedin. Ya yürüyerek denize girdin ya da bizim kucağımızda :) Baban seni yüzer pozisyona getirdiğinde başını suyun içine sokup her seferinde su yuttun. 
Bu su yutma senin kulaklarının iyileşme sürecini hızlandırdı. Ve şuan çok şükür ki minik kurbağam kulakların artık sapasağlam :) 



Datça'dan sonra Marmaris, Kuşadası, İzmir, Çeşme, Alaçatı, Efes ve Şirince'ye gittik.
İzmir'de Gamze Teyzen'e uğradık. Ve birlikte gezdik.
İzmir'de  Karşıyaka'ya geçerken vapurda martılarla arkadaş oldun. Onlarda yaklaşmak için fırsat kolluyor sanırım. Martıların yakınlaşması senin ilgini çekti ve o kadar güzel izledin ve konuştun ki, her zaman olduğu gibi hayvanlarla iletişimin süperdi :)

Anneannenin senin için aldığı şezlong tatilde işimize çok yaradı. Kısmet olursa her tatilde yanımıza alacağız artık. 

Alaçatı'da baban sana sarı çarık aldı. Tatilin en güzel alışverişiydi. Ben bayıldım bu çarıklara. Tabiki sende. Ayağını yara yapana kadar giydin. 


Umarım her tatilin, her günün bu kadar güzel ve eğlenceli geçer canımın içi oğlum.