28 Ekim 2013 Pazartesi

İSTEKLER ve TERCİHLER

Artık seninde isteklerin ve tercihlerin var. Ellerini yumruk yapmaktan hoşlanıyorsun, açamıyoruz. Bezin açıldığında çok mutlusun, suyun altında ayrı dünyadasın. Ananeni istediğinde ayrı dedeni istediğinde ayrı beni istediğinde ayrı ağlıyorsun :) Karnın acıksa da emmek istemiyorsun, benimle oyun oynuyorsun. Canın "agu" yapmak istiyor ve dakikalarca susmuyorsun :) Benim minik kurbağam, günler geçiyor ve sen büyüyorsun. Ben çok sabırsızlanıyorum önümüzdeki günler için... 


22 Ekim 2013 Salı

77 Günlük Hayatının En Güzel Anları :)


          Bu bayramımız çok daha güzel geçti fıstığım. Sen bugünleri hatırlayamayacaksın ama anlık güzel duygular yaşıyorsun. Ananenin kucağında çok rahatsın mesela. Ananen seninle konuşmaya başlayınca sende onunla konuşmaya başlıyor ve güzel gülücükler atıyorsun. Artık onun kokusunu da öğrendin. Deden seni çok seviyor ve seninle ilgilenmeye başladığında sende kendini dedene teslim ediyorsun resmen. Yüzünden anlaşılıyor güven duygusu. İnşallah huyun suyun dedene benzer :) Dayınla aynı ortamdayken gözünü ondan ayıramıyorsun. Fatma Ablana zaten ne yapsan yeridir. O da sana hayran :) Büyüyünce anlatırım, nazar değmesin ;) Kuzenin Deniz de "bebek, bebek" diye ortalarda dolanıyor :) Hele ki büyük ananen. Seni o kadar çok sevdi ki, ellerini ayaklarını öpüp durdu. Bir gün uğramasam, ağlıyor. "Özledim ben askerimi" diyor. Pabucum dama atıldı :) Hepsinin varlığını hissediyorsun artık. Nasıl ayrılacağız memleketimizden bilmiyorum. Bu arada baban evimize döndü. Biz ananen ve dedenle kaldık. Daha sonra gideceğiz :) Başlangıcımız çok güzel oldu bebeğim, devamı da çok güzel olacak biliyorum :)

Ananen ve sen

 Şişman annen :) ve ailemiz. Baban fotoğrafı çekti kuzum :)

 Deden, Deniz ve sen



Ananen, Deniz ve Sen

Büyük Ananen ve sen


12 Ekim 2013 Cumartesi

İYİ BAYRAMLAR



Bayrama daha iki gün var. 
Ama Yağız bugünden hepinizin elinden öpüyor ve 
"İYİ BAYRAMLAR" diyor.


11 Ekim 2013 Cuma

Günaydın :)





Sabah kalktığında bana "Günaydın" der gibi gülücükler atıp "agu"lar yapıyorsun ya, 
işte gün o kadar güzel başlıyor ki anlatamam :)




10 Ekim 2013 Perşembe

Disiplin Şart



      Annene çeken huyların hep kötü olanlar :) Mesela inatçılığın ve şımarıklığın :) Bende küçükken şımarık bir çocukmuşum. Ama minik kurbağam o inatçı kız büyüdü ve şuan senin annen. Boşuna direnme kazanan ben olacağım :) :) :)
      Kucağa alışman kötü oldu. Geçen cumadan beri düzene sokmaya çalışıyorum ama tam anlamıyla oturmadı. Yetiştirmem gereken projelerim var. Ama hiçbir şey yazamadım daha. Bayrama da gideceğiz orada da alışacaksın diye korkuyorum. Ama disiplin önemli, o yüzden kucaktan kucağa gezmek yok. Sonrasında ben çok zorlanıyorum fıstığım. 1 haftadır, ev işi yapamıyorum, projelerimi yazamıyorum.Disiplin şart :) 



7 Ekim 2013 Pazartesi

Minik Kurbağamın Uyku Halleri...


Bütün gün ağlamaktan yorgun düşen meleğimin uykuya dalma halleri,














O kadar yoruldu ki ellerini kollarını iki yana açtı ve sabaha kadar bu şekilde uyudu :)

Amatör çekimlerimin sesi ya da patlayan flashlar hiç rahatsız etmedi fıstığımı...



En sonunda sabaha karşı sesini duydum ve kalktım. Bakışlarını görür görmez makinayı elime aldım.Ve:


Sonunda rahatsız oldu ve elini kaldırarak dur işareti yaptı :)


Not:  Blogumda tanıtım yapmıyorum aslında. Sonuçta benim buradaki amacım belli. Ama keyifle takip ettiğim  arkadaşım İpek Hep Yeşil‘de bir etkinlik başlattı, içinde bulunmayı çok istedim (hatta geç bile kalıyorum ama malum 64 günlük anneyim :))ve bunu sizlerle de paylaşmak istedim. Etkinliğin adı "HAYAT KAYDETMEYE DEĞER" 

Bence de hayat kaydetmeye değer diyorsanız detaylı bilgi için http://hepyesil.blogspot.com/ adresini tıklayarak bilgi alabilirsiniz. 
İpek diyor ki;
Etkinlik Instagram kullanıcılarını da kapsıyor, bir blogunuz yoksa ama instagram hesabınız varsa da katılabilirsiniz. Haydi size kolay gelsin :)




6 Ekim 2013 Pazar

NİNNİ

Kucağa alışıp huy değiştirdiğin bu dönemde :(, seni eski huyuna döndürmeye çalışırken, hem beni hem seni dinlendiriyor bu ninni. Ben, Kayahan ve Nilüfer üçlüsü söylüyoruz. Bu arada bende inatla seni kucağıma almıyorum ki daha da alışma diye. Bayramda kimseye izin vermeyeceğim seni kucağına almalarına yada uzun süreli olmasına. Çünkü sonrasında biz çok zorlanıyoruz bebeğim :(


E BEBEĞİM
Kırmızı pabuçları duruyor başucunda 
Başı düşmüş yastığa uyuyor mışıl mışıl 
E bebeğim E 

Minik minik kolları düşmüş iki yanına 
Dalmış pembe düşlere dünyalardan habersiz 
E bebeğim E 

Günlerin getirdiği mutluluk olsun sana 
Sevdiğin ve sevildiğin bir hayatı sür bebeğim 
Günün günden güzel olsun
E bebeğim E 

Minicik yastığını paylaşmış bebeğiyle 
Alacaklarmış gibi sarılmış elleriyle 
E bebeğim E 

Günlerin getirdiği mutluluk olsun sana 
Sevdiğin ve sevildiğin bir hayatı sür bebeğim 
Günün günden güzel olsun 
E bebeğim E



5 Ekim 2013 Cumartesi

Hayat Seninle Daha Güzel :)


         Çevremden gördüğüm kadarıyla çocuklu aileler her zaman yorgun, sıkkın, bıkkın, sosyalleşememekten dert yanan, kısacası "Çocuk geldi, hiçbir şey yapamıyoruz" düşüncesindeler. Biz öyle düşünmüyoruz ve yaşamıyoruz. Senin varlığın bize her zaman güç, neşe, zevk,enerji veriyor. Hele bana... Sen gelince hayatımız daha da güzelleşti. Farklı bir havası oldu evimizin. "Oğlumuz gelince hayatımız zor olmayacak, normal yaşamaya devam edeceğiz" dedik. Öyle de yapıyoruz. Yaz başında doğsaydın daha çok gezerdik seninle oğlum. Artık seneye bol bol gezeceğiz, paylaşımlarımız daha çok olacak, bir sürü etkinlik yapacağız. 
       Bugün 2 aylık oldun bile. Zaman gerçekten su gibi akıyor. Bu cümleyi sanırım önümüzdeki yıllarda daha çok kullanacağım :)
       Gebze'de  Uras ile tanıştın. Seni çok sevdi. Bir an yanından ayrılmadı. Bana arabayı kullanırken yardım etti hep!!!O da daha 4 yaşında. Ama kendini senin yanında abi olarak hissettiği için sana sahip çıktı sürekli. Üstün açılmış mı, emziğin düşmüş mü, uyanmış mısın, ağlıyor musun? hep kontrol etti. Sen hatırlamayacaksın bugünü. Uras'ın büyüklüğünü göreceksin. Şimdi ki halini anlatayım sana kısaca ki bugünü ölümsüzleştirelim. 
       Uras tek çocuk olmasına rağmen, şımarık bir çocuk değil.Aksine o kadar tatlı ve laf dinleyen,sevimli, akıllı, yardım sever, teknoloji düşkünü ve babasına çok düşkün bir çocuk. "Babam polis arabası süreceeeek, polis olacaaaakk" diyerek hayaller kurarken beni konuşması ile mest etti. (Babası aslında mimar :) )



Bütün gün bu şekilde gezdik :)

Annesi Nagehan ile tanışamadın ama tanışacaksın. Ananesi Saadet Teyzemle tanıştın. Saadet Teyzemi ben çok seviyorum. Çok dürüst, dobra ve komik bir bayan. Onunla vakit geçirmeyi ben çok seviyorum küçüklüğümden beri. Sende seveceksin biliyorum. 
     Hava biraz iyi olsaydı gideceğimiz daha çok yer vardı aslında pamuk ellim. Artık başka bahara :)

1 Ekim 2013 Salı

Acaba Olur mu?


         Oğlum gün geçtikçe büyüyor. Artık seyahatlerimiz artıyor :) Babasının İstanbul'da eğitimi vardı. Biz de yalnız kalmak istemedik ve oğlumun Mihriye Ananesine geldik :) Gebze'deyiz:) Minik Kurbağam biraz hava değişimi yaşadı. Yatarak uyuyan melek uyumuyor, hep etrafı seyrediyor ve "agu"larını bırakmıyor. Aslında Mihriye Ananesinin kokusunu aldı ve hep kucak istiyor. Çünkü Mihriye Ananesi Yağız'ı kucağına alıyor ve saatlerce onunla konuşuyordu. Yağız da bunu çok seviyordu. 1 aydır görmüyorlar birbirlerini ama Yağız bunu unutmamış. Teyzem konuştukça Yağız gülücükler saçıyor etrafa. Bir şey fark ettik ki güldükçe anneme benziyor, ananesine yani :) Kan bu sonuçta, çekiyor. Anneme o kadar çok benziyor ki mimikleri, gülmesi, kıyamam ona ben. Oğlum ananesini ve dedesini tanımıyor hala. Ama en yakın zamanda tanıştırmak istiyoruz. Torunlarını görsünler istiyoruz. Umarım görmek isterler. Yağız'ım da ananesini ve dedesini görsün onlara da gülücükler atsın istiyoruz. 
       Bakalım oğlum, ananen ve deden ne diyecekler talebimize?  Yaşananlar geride kalsın istiyoruz meleğim. Olursa süper olur, olmazsa kısmet artık. Böyle olsun bizde istemezdik ama oldu. Olması yaşanması gerekiyormuş. Ortada bir yanlış yada hata yok. Görüş ayrılığı var sadece. Neyse geçmiş geçmişte kaldı. Umarım ananen ve dedende bizim gibi düşünür ve senin için her şeyi geride bırakıp bize kucak açarlar. Olmazsa da artık yolumuza bakacağız. Seneler sonra bu yazıyı okuduğunda belkide ananen yanında olacak ve birlikte okuyup bu yaşanmışlıklara güleceksiniz. O kareyi canlandırdım gözümde birden. Yağız'ım, annem ve babam... ÇOK GÜZEL. Burada kendimi, duygularımı, özlemlerimi düşünmüyorum. Önemli olan oğlum ve ilişkileri...

   NOT:Daha önce ki yazılarımda "Anne mi Evladını İyi Tanır, Evlat mı Annesini?" başlıklı bir yazı yazmıştım. Sanırım bazı kişiler tarafından yanlış anlaşılmış ;) Ben bu yazıyı ANNEMİ KÖTÜLEMEK İÇİN YAZMADIM. Ama kapasite meselesi tabi. Annemle bazı sorunlar yaşamış olabiliriz ama ben hiçbir yerde annemi kötülemedim, kötülemem de. Sonuçta o benim ANNEM. Bu blogu oğlum için yazıyorum. Benim o yazıda anlatmaya çalıştığım bir şey vardı. Herkesin anlamasına gerek yok. OĞLUM ANLASA YETER BANA !!!