22 Temmuz 2013 Pazartesi

GÜMÜŞ VE YAĞIZ


Gümüş yani kedim hayatıma gireli 5 yıl oldu. Benim için çok değerli bir kedi. Kadriye Teyzem yolda bulmuş onu küçücükken. "Buna baksa baksa Gülev bakar" diyerek bana getirdi. Tabi ki dayanamadım. Çok tatlıydı :) Üstelik abimin köpeği Dayı ile de çok iyi anlaştılar. Geldikten bir kaç hafta sonra bahçede çekmiştim bu fotoğrafı. Birbirlerinden hiç ayrılmıyorlardı. 
  Benim evlenme sürecimde Gümüş'ümün sokağa atılma olayı dışında pek bir hırpalanmışlığı yok. Çok uysal bir kedi, sevgi arsızı, bütün gün tembellik yapıp uyur ya da camdan dışarı bakıp buradaki esnafla dalga geçer. Hiç kıpırdamadan dışarı baktığı için insanlar gerçek mi süs mü anlayamıyorlardı ta ki ben onları aydınlatana kadar :) Yılmaz'a resmen aşık. Bütün gün bazen benim yanıma bile gelmez. Ancak Yılmaz işten gelsin çılgın gibi peşinden koşar, kendini yerden yere atıp naz yapar:)
Hamile kalınca tabi ki bana da çevremde ki insanlar mahalle baskısı yapmaya başladı. Bebeğe bir şey olur diye. Sanki ben kendi bebeğimi riske atacağım. Gümüş'ün aşıları tam. Testlerimiz temiz. Yurt dışında insanlar hayvanlarla iç içe yaşıyor bilinçli olarak. Bu tarz durumlarda bizim milletimiz çok temiz ve titiz bir hayat geçiriyormuş gibi davranıyor :)
Halbuki  yapılan araştırmalara göre evlerinde kedi veya köpekle büyüyen  çocukların sıradan alerjik reaksiyonlar gösterme riski %50 lere varan oranda düşük oluyor.Bu şaşırtıcı bulgu yüzlerce çocuğun doğumlarından 7 yaş civarına  gelene kadar yapılan araştırmaların neticesi olarak ortaya çıkmış.
Ayrıca çocuğun duygusal gelişimi için çok önemli bir adımdır evde evcil hayvan bakmak. Evcil hayvanla büyüyen çocukların psikolojik olarak daha güçlü oldukları bilimsel olarak kanıtlandı. Evcil hayvanlarla büyüyen çocuklarda sorumluluk duygusu da daha ileri seviyede olur. Bu çocuklar düzenli olma ve güvenilir olma konularında da bir adım önde yer alırlar. Evcil hayvanın ona ihtiyacı olduğunu bilmesi ve o hayvanın sorumluluğunu taşıması sebebiyle çocuklardaki öz güven duygusu da desteklenmiş olur. Ayrıca tek çocuklarda şımarıklığın ve kıskançlığın önüne geçer.
Evcil hayvana sahip olan çocukların bağışıklık sistemlerinin daha güçlü olduğu ve ilerleyen yaşlarda daha az hastalandıkları da bir diğer gerçek. Ben hep evcil hayvanlarla büyüdüm. Çok şükür şimdiye kadar bir şey olmadı. Sonuçta Kuran-ı Kerimde de onların bize emanet olduğu yazar.

Her neyse kızım ve oğlum, Gümüş ve Yağız şimdiden çok iyi anlaşıyorlar. Gümüş her gün gelip karnımı kokluyor, patisini koyuyor üzerine de başını, beş on dakika resmen dinliyor. Başlıyor mırlamaya. Bunu duyan Yağız durur mu? O da tepki vermeye başlıyor tabi ki. Babasına bile bu kadar tepki vermiyor :)

Gümüş keyfine düşkün bir kedidir aslında. Çocuklarla arası çok iyi. Mesela karşı komşumuzun oğlu Kuzey'i çok seviyor. Onun sesini duyunca hemen kapıya gidiyor. Kapıyı açmam için yalvarıyor. Masal ağlarken, Gümüş Ender'in çevresinde dolaşmaya başladı. Ta ki Ender Masal'ı kucağına alıp susturana kadar. Masal'a bir şey olacak sandı. O zamana kadar önce Masal'ın ayaklarıyla oynadı. Masal sıkılınca karşıdan seyredip uyudu.  Ender'i de çok seviyor :)
Şimdi ailemiz büyüyor. Ben istiyorum ki Yağız da hayvanları sevsin. Onlarla büyüsün, korkmasın, hayvanlarla yaşamayı öğrensin, onların yaşama şekillerini, doğalarını bilsin istiyorum. Onlara zarar vermesin.  Şimdilik iyi anlaşıyorlar, bakalım önümüzdeki ay neler yaşanacak?


BÖYLE OLSUNLAR İSTİYORUM :





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder