24 Temmuz 2013 Çarşamba

Memlekete İlk Yolculuğumuz...


Yağız'ımı nisan ayında memleketimize götürdük:) Özellikle ben istedim ki doğmadan oranın havasının kokusunu, suyunun tadını, davul-zurnasının sesinin tadını alsın. Bizim kerata gerçekten de davul zurna sesi duyunca hareket etmeye başladı. İlk hareketleriydi onlar. Acaba müzisyen mi olacak diye düşünüyorum bazen ya da Halk Oyunlarına gönül veren bir dansçı? Hele  ki bu aralar müziklere bu kadar tepki verince :) Neden olmasın?



Böyle olur mu acaba:)
 

 Oğlum Pınarhisar'ı sevdi. Bunu hissettim. Bende çok özlemişim, Şezai Abinin simitlerini, Niyazi abinin "Çanakkale Domatesi bunlar" diye bağırmasını, Utku'nun son ses müzikle deli gibi araba sürmesini, belediyenin megafonundan gelen Levent Abim'in sesini, Adil Abi'nin kahvesinden gelen sesleri, Belediye Parkındaki pis karga kokusunu, 1 turda biten caddeyi, Serdar Abi'nin kavurmalı tostunu, Zahit'in köftesini, Kaleleri, geceleri hiç susmayan köpekleri, güzndüz gece demeden bağıra bağıra konuşan insanları, ağaçlardaki erikleri zerdalileri,...Memleketim güzeldir hoştur da bir de şu insanlarının gereksiz konuşmaları olmasa daha da süper olacak. 

Arkadaşlarla buluştuk bir gün, tablo bu :)
,
Ben ve karnımda Yağız, Can arkadaşım Arzu ve dünyalar tatlısı oğlu Sancak, Hasret çektiğimiz güzel arkadaşımız İpek ve dünyalar güzeli kızı Melodi(Amerika'da yaşıyor) ve güzel kalpli arkadaşımız Nurdan. Bu sene 2 tam, 1 yarım ve 0 olarak buluştuk :) Seneye 3 tam 1 yarım belki de 4 tam olarak buluşacağız :) Sancak ile Melodi oynarken Yağız'ı aralarında hayal ettim hep. İnşallah Rabbim seneye izin verirse o günleri de göreceğiz.

Anneannemde yaklaşık 1 ay kaldım. Bol bol zaman geçirdik. Çok eğlenceliydi gerçekten. Yılmaz "Ne zaman gelirsin" diye sorduğunda "Doğurunca" diyordum hep. Hasretine dayanamadım tabi ki :)Mihriye Teyzemin doktorları bile şaşırtacak bulgu ve uyarılarıyla  tatilimizi sonlardık. O uyarıları paylaşmak istiyorum:

  • Çok yeme, çocuğun beyni donar (dondurma yiyorum)
  • Çocuğun canı çeker, ye. (Ne görürsek yedirdiği zamanlarda)
  • Çok hızlı yürüme, çocuğu zıplatma.
  • Öyle yatma, ezilir çocuk:) (Sırt üstü yattığımda)
  • Ve buradan yazamayacağım bazı cümleler:) Teyzem beni anladı:)
İyi ki var benim iyi yürekli Teyzem. Bir insan bu kadar iyi niyetli ve düşünceli olamaz. Ama teyzemi tanıyanlar böyle bir insanın varlığına inanıyor :) Eee neden olsa dedemin kızı :) 

Hele ki Efsuncum Ablacım, Yağız'ın adını Hayrettin koydu.( Aslında Kayınpederinin adı. Hiç tanıyamadım. Seneler önce vefat etmiş. Rıdvan Abim babasına benziyormuş  Bir parçada Hayrettin Amca ve Rıdvan Abime benzeyebilir o zaman.İyi huylu, iyi yürekli insanlar.) Efsuncum Ablacım Yağız'ı öyle çağıracak sanırım. İşin garip kısmı Efsuncum Ablacım karnıma doğru "Naber Hayrettin?" diye seslendiğinde Yağız hareketlenmeye başlıyor :) Ayrıca hareketlerini benden başka ilk defa Efsun Teyzesi hissetti :) Zaten bizim için çok özeldi daha da özelleşti Teyzesi...
Bu zıbını ya alacağım ya da yapacağım. Efsun Teyzesiyle fotoğraf çekeceğim :) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder